YAŞAM

Uzman Psikologdan Başarılı Olmanın Sırları! İşte Hayalleri Gerçeğe Dönüştürmenin Psikolojisi

Hayalleri gerçeğe dönüştürmenin, güçlü bir içsel motivasyon ve doğru stratejilerle mümkün olabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, ilk adımı atmanın önünde öz-yeterlilik inancı ve sosyal desteğin rolü gibi psikolojik engeller olabileceğini söyledi.

Abone Ol

Başarısızlık korkusunu aşmak için olumlu öz-konuşma, mindfulness ve hedefleri küçük adımlara bölme gibi yöntemlerin önemli olduğuna değinen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven “Başarısızlık korkusunu aşmak için, başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek ve yeniden çerçevelemek faydalıdır.” dedi. Çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stresin, bireyin motivasyonunu doğrudan etkilediğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, hayal kurmanın kişisel hedeflere ulaşmada bir rehber ve motivasyon kaynağı olduğunu, ancak bu hayallerin eyleme geçirilebilir şekilde planlanması gerektiğini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, hayallerin gerçekleştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiği ve içsel motivasyonun nasıl sağlanacağı konusunda bilgi verdi.

İçsel inançlar, çevresel faktörler, geçmiş deneyimler ve psikolojik engeller ilk adımı belirliyor

Kişinin hayallerini gerçekleştirmek için ilk adımı atmaya karar verme sürecinin, birçok psikolojik faktörün etkileşimiyle şekillendiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İçsel motivasyon, kişinin hedefe ulaşırken kendini anlamlı ve tatmin olmuş hissetmesiyle ilgilidir. Bu duygu, adım atmayı teşvik eder. Öz-yeterlilik, kişinin belirli bir görevde başarılı olacağına olan inancıdır ve yüksek öz-yeterlilik, harekete geçme isteğini artırır.” dedi.

Ancak, başarısızlık korkusu, kaygı ve belirsizlik gibi duyguların, harekete geçmeyi engelleyebileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Sosyal destek, çevremizdeki kişilerin cesaretlendirici rolüyle kişiyi teşvik edebilirken, toplumsal onay arayışı da adım atma kararını etkileyebilir. Kişinin geçmiş deneyimleri de önemli bir rol oynar. Başarılı deneyimler güven duygusu yaratırken, başarısızlıklar çekingenliğe yol açabilir. Bilinçli ve bilinçdışı inançlar, bireyin ne kadar cesur olacağı üzerinde etkili olabilir. Örneğin, ‘başaramam’ düşüncesi, kişiyi harekete geçmekten alıkoyabilir. Ayrıca, hedeflerin netliği, zaman yönetimi ve planlama becerisi de kritik öneme sahiptir. Eğer kişi hedefe giden yolu ve atılması gereken adımları belirlemişse, harekete geçmek daha kolay hale gelir. Sonuç olarak, bir kişi ilk adımı atarken, içsel inançları, çevresel faktörler, geçmiş deneyimler ve psikolojik engellerin birleşimi kararlarını yönlendirir.” şeklinde konuştu.

Başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek gerekir…

İlk adımı atmaya karar vermekte karşılaşılan psikolojik engelleri aşmak için çeşitli stratejiler uygulanabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

Başarısızlık korkusunu aşmak için, başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek ve yeniden çerçevelemek faydalıdır. Ayrıca, görselleştirme teknikleriyle hedefe ulaşmayı zihinsel olarak canlandırmak, kişiye güven ve motivasyon kazandırır. Detaylı bir planlama yaparak hedefe ulaşmak için atılacak adımlar netleştirilebilir, bu da karar alma sürecini basitleştirir. Kişinin, başkalarının beklentilerinden bağımsız olarak kendi değerleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmesi de önemlidir. Küçük başarıları takip etmek ve kutlamak, ilerlemenin somut bir göstergesi olurken, esneklik ve adaptasyon yeteneği, yolunda engeller çıkarsa strateji değiştirmeyi mümkün kılar. Tüm bu stratejiler, kişinin ilk adımı atma sürecini kolaylaştırır ve psikolojik engelleri aşmasına yardımcı olur.”

Çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stres kişinin içsel motivasyonunu şekillendiriyor

Kişinin kendini motive etme sürecinde çevresel faktörlerin, özellikle aile, arkadaşlar ve iş ortamının büyük bir rol oynadığına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Bu faktörler hem pozitif hem de negatif yönde etkileyebilir. Aile, bireyin duygusal desteği, güven duygusu ve değerler sistemi açısından önemli bir kaynak olabilir. Pozitif bir aile ortamı, kişiyi cesaretlendirir ve hedeflerine ulaşma konusunda güçlü bir motivasyon sağlar.” dedi.

Arkadaşların da benzer şekilde sosyal destek sunarak, birlikte belirlenen hedeflere ulaşma yolunda kişinin kararlılığını artırabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İş ortamı da motivasyonu doğrudan etkiler. Destekleyici ve ödüllendirici bir iş ortamı, çalışanların daha verimli ve motive olmalarını sağlar. Ancak toksik bir iş ortamı, sürekli baskı, olumsuz eleştiriler veya adil olmayan ödüllendirme sistemi, kişinin özgüvenini sarsarak motivasyonu olumsuz yönde etkileyebilir.” açıklamasını yaptı.

Çevresel faktörlerin olumlu etkisinin, kişinin hedeflerine ulaşmaya yönelik enerjisini artırırken, olumsuz etkilerin ise kaygı, stres ve tükenmişlik gibi durumları tetikleyebildiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stres seviyesinin, kişinin kendi içsel motivasyonunu doğrudan şekillendirdiğini söyledi.

Hayallerin pratiğe dökülmesi ve adım adım hedeflere dönüştürülmesi önemli!

Hayal kurmanın, kişisel hedeflere ulaşma yolunda güçlü bir araç olabileceğine değinen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Çünkü bireyin ideal bir geleceği zihinsel olarak canlandırması, ona hem motivasyon hem de net bir yol haritası sunar. Psikolojik olarak, hayal kurma, beynin hedeflere yönelik olumlu duygular uyandırmasına ve hedefe ulaşmanın nasıl bir şey olacağına dair güçlü bir görselleştirme yapmasına yardımcı olur. Bu süreç, kişinin özgüvenini artırabilir ve başarıya ulaşmanın mümkün olduğu inancını pekiştirebilir.” dedi.

Ayrıca, hayal kurmanın, bireyi hedefe ulaşmak için gereken adımları ve stratejileri düşünmeye teşvik ettiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle tamamladı: