Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, yalnızlığa ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yalnızlık, kişinin ihtiyaç duyduğu sosyal ilişkilerinin yetersiz olmasına tepki
Yalnızlığın Peplau ve Perlman tarafından ‘hoş olmayan öznel psikolojik durum’ olarak tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Eryılmaz, “Weiss tarafından yalnızlık, kişinin ihtiyaç duyduğu sosyal ilişkilerinin yetersiz olmasına veya var olan sosyal ilişkilerinde kişinin arzu ettiği yakınlığın, duygusallığın ve samimiyetin olmamasına gösterilen bir tepki olarak ifade ediliyor.” dedi.
Literatürde duygusal, toplumsal, kronik, geçici ve kültürel gibi yalnızlık tiplerinin tanımlandığını dile getiren Prof. Dr. Eryılmaz, “Bir kısım sosyologlar yalnızlığı kötü yalnızlık ya da tek başınalık gibi bir ayrı kategoriden bahseder. Yalnızlığın tek başınalık gibi tercih edilmeyen ve yıkıcı sonuçları olabilen bu halinin hem biyolojik hem de ciddi psikolojik yan etkileri olacaktır.” diye konuştu.
Depresyon ve anksiyete bozuklukları da görülüyor
Yapılan çalışmalarda depresyon, anksiyete bozuklukları gibi psikolojik hastalıkların yalnızlarda daha fazla olduğu hatta bazı kanser türlerinin de bu grupta daha fazla görüldüğünün bildirildiğini vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, şöyle devam etti:
Dijital detoks…
Bu nedenle yalnızlık sadece bireysel değil bu dijital çağda toplumsal bir sorun olarak görülmelidir. Elimizdeki teknolojik dünya ile kurulan ilişkinin bizi yalnızlaştırdığı bu çağda dijital detoks yapılmasında, sosyal gruplara dahil olunmasında çok fayda var.”