Bu süreçte kimsenin hakkını yemeden çalıştığını, hiçbir siyasi propagandada yer almadığını belirten Furkan Dayanç, evlendikten sonra o topluluktan kimseyle görüşmediğini belirterek “Ben bunları yaparken benim kafemin isimleri sökülüp parti logoları yapıştırıldı, içkiler içildi, günler yapıldı, yemekler yenildi, planlar yapıldı” dedi.
Dişini sıkıp susmak zorunda kaldığını ancak bardağı taşıran son damlanın ise şirketteki hissesinin haberi olmadan sahte imzayla kendi üzerinden alınıp S.Ş.’in üzerine verilmesi olduğunu açıklayan Furkan Dayanç, “Ben kendi şirketimden hakkım verilmeden alıkonuldum. Anlattıklarımın tamamı ispatlı ve belgelidir. Bugünden itibaren de anlatacaklarım sadece beni bağlar; çünkü vicdanım rahat şekilde söyleyebilirim ki ben bu insanların kirli düzeninden ne bir lira para kazandım ne de kendimi pazarladım. Hukuki olarak tüm başvurularımı en kısa sürede yapacağım” diye konuştu.
İŞTE FURKAN DAYANÇ’IN AÇIKLAMASININ TAMAMI:
Furkan Dayanç, e-devlet uygulamasından üzerine kayıtlı şirket ortalığının olmadığını gösteren sorgulama sayfasını paylaşarak şu açıklamayı yaptı:
Pandemi döneminde çalıştığım İga'dan ayrılıp memleketim Alanya'ya geldim ve her genç gibi ben de çalışıp ekonomik bağımsızlığını sağlamak, hayallerime ulaşmak, aile kurmak için yollar aradım. Hiçbir zaman siyasi bir topluluğa girmek istemedim ve hala da istemiyorum. Ancak babamın baskısı ve imkanlarımın kısıtlı olması sebebiyle üniversite sınavında baraj puanı kalkana kadar barajı bile geçememiş iki çocuktan bir tanesiyle babamın verdiği 100.000€ sermayeyle %50 müşterek ortak şekilde bir şirket kurdum ve ticarete başladım.
Bu süreçte yüzlerce insanla çalıştım ve kimsenin ne hakkını yedim ne de yedirdim. Hiçbir siyasi propaganda da yer almadım. Bu süreç 2020 den evlendiğim tarih olan 30.09.2023 e kadar yaşanan süreçtir. Bu tarihten beri kendi öz anne ve babam da dahil olmak üzere bu topluluktan kimseyle görüşmedim. Ben bunları yaparken benim kafemin isimleri sökülüp parti logoları yapıştırıldı, içkiler içildi, günler yapıldı, yemekler yenildi, planlar yapıldı. İnsan maalesef ülkemizde bazen dişini sıkıp susmak zorunda kalabiliyor.
Bardağı taşıran son damla ise şirketteki hisselerimin haberim olmadan sahte imzayla benim üzerimden alınıp S.Ş. üzerine verilmesi oldu. Bu zamana kadar neredeydin diyenler olabilir. Buradaydım. Ben kendi şirketimden hakkım verilmeden alıkonuldum anlattıklarımın tamamı ispatlı ve belgelidir. Bugünden itibaren de anlatacaklarım sadece beni bağlar çünkü vicdanım rahat şekilde söyleyebilirim ki ben bu insanların kirli düzeninden ne bir lira para kazandım ne de kendimi pazarladım. Hukuki olarak tüm başvurularımı en kısa sürede yapacağım. Herkese hayırlı Ramazanlar.”